Özden Zeynep OKTAV
Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi (İSMUS), I/1 (2016), s. 43-69
21. yüzyılın başından itibaren Türk dış politikasında önemli değişim ve dönüşümler ortaya çıkmıştır. Bunlardan belki de en önemlisi askeri yöntemlerin dış politika araçları içinde eski önemini yitirmesi ve Ankara’nın “güvenlikleştirme” politikalarından ziyade “güvenlik inşası” öncelikli bir dış politika izlemeye başlamasıdır. Bu çerçevede 1980’lerden itibaren Özal döneminde benimsenen “daha az jeopolitik daha çok ekonomi” ya da “yardım değil daha çok ticaret” sloganları Türkiye’nin dış politikasında ortaya çıkan değişimi çok güzel özetlemektedir. Türkiye ve KİK ülkeleri arasındaki ilişkiler de Türk dış politikasında ortaya çıkan bu gelişme paralelinde ivme kazanmıştır ve daha ziyade AK Parti döneminde 2005 yılında yeni bir aşamaya gelmiştir. Bu çalışmada Türkiye-KİK ülkeleri arasındaki ilişkilerin kısa bir arka planı verildikten sonra karşılıklı ilişkilerin özellikle 2000’lerin ikinci yarısından sonra olumlu yönde gelişmesinin nedenleri üzerinde durulacaktır. İkinci olarak, Türkiye’nin İran ile gelişen ilişkilerinin özellikle Türkiye-Suudi Arabistan ilişkilerine ne yönde yansıdığı incelenecektir. Son olarak, Türkiye’nin Arap Baharı sonrası Mısır, Libya ve Suriye ayaklanmaları karşısında izlediği politikaların ve Rusya, İran ile çıkarları doğrultusunda yakınlaşmasının Türkiye’nin KİK ile ve özelde de Suudi Arabistan ile ilişkilerini nasıl etkilediği makalenin önemli bir kısmını oluşturacaktır.